İstanbul Sanayi Odası İSO'nun 500 büyük sanayi kuruluşuna ait listenin açıklandığı gün, listede 273. sırada yer alan Ulusoy Un'un Yönetim Kurulu Başkanı Günhan Ulusoy'un ''Hedefimiz ilk 100 arasında yer almak'' şeklindeki açıklamasını okuyunca, Rahmetli Fahrettin Abi ile yaşadığım bir anımı hatırladım.
Yaklaşık 25 yıl kadar önceydi.
Ki;O yıllarda Dünya Gazetesi'nde çalışıyordum.
Dünya, İSO'nun ilk 500 büyük firmasının yanı sıra, ikinci 500 büyük firmalarına ait listeleri de açıklardı ki, hala yapıyor bunu.
Gazete ayrıca bu listeleri bir dergi halinde yayınlardı.
Ulusoy Un, ikinci 500 arasında ilk defa girmişti.
Gazetenin ilave olarak çıkardığı dergiyi Fahrettin Abi'ye getirmiştim.
O büyük başarıyla ne kadar gururlandığını dün gibi hatırlarım rahmetlinin.
Ve fakat.
O büyük başarıyla yetinmemişti ve ''Ragıp, bir gün ilk 500 arasında da olacağız'' demişti.
Derken aradan 5 yıl kadar geçtikten sonra Ulusoy Un, ilk 500 büyük arasına girmeyi başarmıştı.
Sırlama her yıl değişiyor ancak, gerek ilk 500 ve gerekse ikinci 500 büyük firma arasına Samsun'dan giren firmalar değişebiliyor bazen ama Ulusoy Un son yıllarda daima ilk 500 arasında yer alıyor.
İSO'nun 500 büyük firması arasına Samsun'dan bu yıl Ulusoy Un’la birlikte 3 firma daha girme başarısı göstermiş.
Her zaman olduğu gibi Yeşilyurt yine ilk 100 arasında yer almış.
Cennetinde yattığı yerden şayet bizi görüyorsa Cemal Abi,evlatları Hikmet ve Fikret'in, O'ndan devraldıkları bayrağı daima dikme başarısı nedeniyle gururlanmıştır sanırım.
Adnan Ölmez'in Borsan'ı ile, Tarık ve Tayfun Altuncu kardeşlerin SAMPA'sı da listeye girme başarısı gösteren firmalar olmuş.
Kutlarım her birini.
Başarı sürdürülebilir olduğu sürece değerlidir zaten.
Ki;
Başarısını sürdürebilenler ayakta kalabiliyorlar zaten.
Peki, nasıl oluyor da özellikle ülkemiz ekonomisinin bu kadar çalkantılı olduğu bir dönemde bu ilk 500 arasında girmek gibi ir başarıyı nasıl yakalıyorlar ve dahası bunu nasıl sürdürebiliyorlar.
Darwin’e göre, canlıların en dayanıklısı ve neslini sürdürme başarısı gösterebilenler nasıl bulundukları ortama ayak uydurabilenler oluyorsa, büyümelerini ve başarılarını sürdürebilir hale dönüştüren şirketlerde, değişen dünya düzenine ve ekonomik dalgalanmalara ayak uydurabilenler oluyor.
Değişerek gelişiyorlar yani.
Ulusoy Un ve diğerleri gibi.
Fahrettin Abi, ''Bir gün mutlaka ilk 500 arasında da olacağız'' demiş ve sahiden şirketini ilk 500 büyük arasına taşımıştı.
Dahası bunu sürdürülebilir kılmıştı.
Bu büyük başarıda şirketinin başına geçmesini istediği evladı Günhan Ulusoy'un değişime ve gelişime açık fikirleri de en önemli faktörlerden biri olmuştur elbette.
Bu nedenledir ki, Ulusoy un gelişerek büyüme başarısını sürdürebiliyor.
Samsun'da değişerek gelişen bir başka başarı öyküsüne de FKK'da tanık oluyoruz.
FKK, Alman devi Bayer'le gerçekleştirdiği işbirliği sayesinde vulkollandan mamül ürünleriyle özellikle otomotiv sanayii için ürettikleri süspansiyon araçlarıyla bilinirdi.
FKK birkaç yıl önce maden sektörü için değirmen astarları ve lifterbarları üretme kararı alarak değişme adım atmıştı.
Firma hala süspansiyon araçları ile birlikte üretim bandındaki diğer ürünleri de üreterek piyasaya sunuyor ama firmanın üretim skalasındaki en önemli ürün, maden değirmenleri için üretilen lifterbarlar oluyor.
FKK, bu değişim kararıyla birlikte sektöründe ülkemiz genelinde liderliğe ulaştı ama, Ufuk Altuncu yönetimindeki FKK Güney Oto Lastik ve Takoz Sanayi AŞ'nin bununla yetinmeyeceği anlaşılıyor.
Sektöründe Dünya lideri olma gibi bir iddia dillendiriliyor şimdi firma bünyesine.
Bunun için de başka sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla dünyanın dört bir yanında açılan madencilikle ilgili tüm fuar organizasyonlarına katılıyorlar.
FKK, son olarak Kanada'nın Vancouver kendinde düzenlenen SAG 2023 konferansına katılıyor.
Maden sektöründe olanlar bilir elbette ama SAG 2023'te, sürdürülebilir bir geleceğe doğru ufalamanın geliştirilmesine odaklanarak dünyanın dört bir yanından maden işleme profesyonellerini bir araya getiriliyor.
FKK, bu konferansa katıldığı gibi konferansın platinum sponsorlarından birisi olmuş.
Dedik ya, başarı sürdürülebilir olduğu sürece değerlidir ama buna ulaşmakta hiç kolay değildir.
Değişimi göze alabilecek cesareti göstermek ardından da ortama uyum sağlamak gerekiyor.
Dördüncü sanayi devrimin en önemli gereklerinden biri de budur zaten.
